Zombi şirketler ve finansmana erişim

Zombi Şirketler Türkiye Ekonomisinde Artış Gösteriyor

Bayramınız kutlu olsun. Bu sevinçli bayram gününde üzücü bir konudan bahsetmek istiyorum. Ancak maalesef bu konu, bayram sonrası herkesin karşılaşacağı bir gerçeği yansıtıyor.

Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında yazdığım “Faiz indiriminden daha önemli bir konu var!” başlıklı yazımda, KOBİ’ler arasında ciddi miktarda ‘zombi şirket’ olduğunu belirtmiştim. Bugün bu konu tekrar gündeme geldi ve Toplum Çalışmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan son rapor, durumun daha da kötüleştiğini gösteriyor.

‘Zombi şirket’ terimi, gelirleri borçlarını ödemek için yetersiz olan şirketleri tanımlamak için kullanılır. Bu terimin ilk kez 1991 yılında ortaya çıktığı biliniyor. Japonya’da varlık balonu patladığında, Japon bankaları zayıf ve kötü yönetilen şirketlerin battığını önlemek için onları desteklemeye devam etti. Bu durum, bu şirketlerin sadece borç faizlerini ödeyebilecek kadar nakit üretebildiği bir süreç başlattı. Benzer bir durumu 2008 Küresel Finansal Krizi döneminde de gördük. Amerika’nın Sorunlu Varlık Kurtarma Programı, kurtarılan ve yüzdürülen şirketleri ‘zombi şirketler’ olarak tanımlamaya başladı.

Türkiye’de ise son durum şöyle: Toplum Çalışmaları Enstitüsü tarafından yayımlanan “Türkiye’nin İcra ve İflas Raporu” çalışmasına göre, zombi şirket oranı %20 seviyelerine ulaşmış durumda. Yani her beş şirketten biri, gelirleri sadece borç faizlerini karşılayabilecek durumda. Bu oran, 2023 yılında IMF tarafından yapılan bir raporda %13 olarak belirtilmişti.

Diğer yandan, icra ve iflas dairelerinde 31,7 milyon dosya işlem bekliyor. Bu sayı, 2023 yılında 38,3 milyondu. Ancak ortalama işlem süresinin 582 günden 918 güne çıktığını belirtmekte fayda var.

Peki, bu durumdan nasıl kurtulabiliriz? Elbette ki tüm zombi şirketleri kurtarmak veya borçlarını silmek mümkün değil. Ancak bu şirketlerin birçoğunun, faizlerin hızla arttığı ve yüksek seviyelere çıktığı 2023’ten bu yana sıkıntı yaşadığını unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, işletmeleri verimsizlik, eski teknoloji veya yanlış yönetimle suçlasak da asıl sorunu, kredi faizlerinin %70’e kadar yükseldiği dönemde yaşadıklarını göz ardı etmemeliyiz.

Türkiye’deki bankaların sahip olduğu güçlü deneyimi dikkate aldığımızda, hangi şirketin zombi olduğunu hangisinin kurtarılabilir olduğunu belirleme konusunda yeterli bilgiye sahip olduklarını düşünüyorum. Bu nedenle, işletmelerin mevcut yüksek faizli kısa vadeli borçlarını uzun vadeli ve TLREF’e endeksli hale getirerek 6-12 aylık ödemesiz bir dönem sunma önerim devam ediyor. Bu yaklaşım, bankaların kredi verme kapasitesini artırırken, finansal istikrara ve banka rasyolarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır.

Related Posts

Duayen sanayici Asım Kibar yaşamını yitirdi

Asım Kibar, kurucusu olduğu Kibar Holding ile alüminyum, otomotiv, gıda, gayrimenkul ve enerji gibi birçok sektörde yatırımlara imza attı. Kibar, sanayinin yanı sıra sağlık ve eğitim alanında çok sayıda sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi …

Altın mı kazandırdı gümüş mü?

Değerli metallerin fiyatları küresel ekonomik gündemle birlikte değişiyor. Altın, gümüş gibi takası kolay ve tercih edilen değerli metaller kazandırmayı sürdürüyor.

Spot piyasada doğalgaz fiyatları

Spot doğalgaz piyasasında dün 1000 metreküp gazın referans fiyatı 13 bin 799 lira 41 kuruş olarak belirlendi.

ABD: Hiçbir ülke para birimini dolar karşısında manipüle etmedi

ABD: Hiçbir ülke para birimini dolar karşısında manipüle etmedi

Bayramın ilk günü altın fiyatları ne oldu?

Altında son haftalar hareketli geçiyor. Önceki hafta dalgalı seyreden altın bu haftayı yüksek götürüyor. Dün 4 bin 300 liraya çıkan gram altın yeni rekoru zorladı. Altın alım satımı yapacaklar ve yatırımcılar da güncel altın fiyatlarını araştırıp …

Avrupa Merkez Bankası’ndan sekizinci faiz indirimi

Avrupa Merkez Bankası’ndan sekizinci faiz indirimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir